Sağlık

Bulimia Nervoza Yeme Bozukluğu Nedir, Nasıl Oluşur ve Tedavi Edilir?

Bulimia Nervoza Yeme Bozukluğu Nedir, Nasıl Oluşur ve Tedavi Edilir?

Başlıklar

Bulimia nervoza ya da yeme çıkarma bağımlılığının en bilinen özelliği, sıklıkla gelen yeme krizleridir. Bulimia rahatsızlığı olan bireyler, kısa bir sürede fazla miktarda kalori alırlar. Ayrıca açlık krizlerini ve hangi gıdadan ne kadar tüketeceklerini kontrol edemezler. Yeme-çıkarma bağımlıları, kilo almamak için açlık krizlerinin ardından bazı yollara başvururlar. Örneğin yediklerini istifra ederek çıkarırlar veya idrar arttırıcı madde ile müshil gibi ilaçlar kullanırlar. Bunların yanı sıra kilolarını korumak amacıyla sık sık spor yaparlar ya da perhize yönelirler. Bulimik bir kişi devamlı olarak vücut ağırlığıyla ilgilenir ve genellikle normal kiloda olsa bile şişmanlamaktan çekinir.

Yapılan araştırmalarda her 100 kişiden 1 ya da 2’sinin bulimia nervoza bozukluğuna yakalandığı saptanmıştır, fakat bu rahatsızlığın farklı belirtileri daha yoğun görülmektedir (5/100). Yeme bozukluğu bilhassa genç kızlarda ve kadınlarda daha fazla ortaya çıkar, ancak son yıllarda çok sayıda genç erkek kilo almaktan korktuğunu, açlık krizleri yaşadığını, yediklerini istifra ettiğini, daha sık spor yaptığını ve mevcut kilolarını kontrol etmek için ilaçlara yöneldiğini ifade etmiştir. Bulimia rahatsızlığının her 100 kişiden 5’inde farklı belirtileri görüldüğüne dair bulgular da mevcuttur.

Bulimia Nervoza Yeme Bozukluğunun Alt Tipleri Nelerdir?

Bulimia rahatsızlığı genellikle yetişkinlik döneminin başlangıç evrelerinde ortaya çıkar. Bulimik kişiler fiziklerini beğenmek ya da beğendirmek amacıyla aşırı perhiz yaparlar, ayrıca gittikçe şiddetlenen açlık hissi ve yeme kriziyle mücadele ederler. Bulimia nervozanın aşırı zayıflığın hemen arkasından oluşması da mümkündür. Böyle bir durumda aşırı zayıflık belirtileri azalır ve kilo normale döner, ancak daha sonra kişinin ilaç ve kusma gibi davranışlarla engel olmaya çalıştığı yeme krizleri ortaya çıkar. Bulimia, tedavisi mümkün olan ruhsal bir hastalıktır ve psikoterapi ile hastaların üçte biri tekrar normal yeme alışkanlığına kavuşabilir. Bulimia nervozanın alt tipleri ise şunlardır;

  • Yediklerini çıkartma: Bulimik kişi yediklerini istifra ederek çıkartır.
  • Çıkartma Olmayan Tip: İstifra olan tipe göre daha sık yaşanır. Bu tipe eşlik eden bazı davranışlar; aşırı egzersiz ve oruç tutmadır. Aynı zamanda bu tür hastalar aşırı yeme dönemlerini daha nadir yaşar ve hastalık şiddeti daha hafiftir.
  • Epidemiyoloji: Ergenlik döneminde başlar ve yaklaşık %90’ını kadın hastalar oluşturur. Bulimia nervoza hastalarının %80’i kilo kontrolü amacıyla kusma eğilimindedir.
  • Etyopatogenez: Bu tip hastaların büyük bir bölümünde depresyon, ailelerinde ise genellikle obezite vakaları görülür. Ergenlikle ilgili bazı sorunlar yaşayan bulimia hastaları, asabi ve dışa dönük olurlar. 

Bulimia Nedir

Bulimia Nervoza Nasıl Oluşur, Kimler Risk Altındadır?

Bu hastalıkta, farklı neden ve koşulların birlikte etkisi olabilir, özellikle de toplumsal etkenlerin önemli bir rolü vardır. Mesela; aşırı kalorili gıdalara yönelen toplumlar veya çok zayıf olmaya bağlanan güzellik anlayışı gibi unsurları bu duruma örnek gösterebiliriz. Toplumsal koşullar, kişiyi irsiyet gibi biyolojik, öz değer gibi kişisel ve geçmişle ilgili olaylarla birlikte etkiler. Bunun sonucu olarak da bulimia oluşumu kolaylaşabilir ve kalıcı bir hale gelebilir. Bilhassa 18 ile 24 yaş arasındaki genç bayanlarda bulimia nervoza hastalığı riskinin daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Kendilerini genellikle kiloları ve fizikleri üzerinden tanımlayan, özgüveni eksik olan, sosyal çevresinden destek alamayan ve sıklıkla perhiz yapan kişiler de risk altındadır. Fiziksel ve kiloyla ilgili şartlar isteyen meslek gruplarında da (profesyonel spor, dans, mankenlik vb.) daha fazla insanın bulimia hastası olduğu tespit edilmiştir.

Bulimia nervoza rahatsızlığının oluşmasında etkili olan bir başka unsur ailevi durumlardır. Kişinin fiziksel yapısı ve kilosuyla ilgili aileden gelen eleştiriler, hiç destek görülmeyen bir aile ve beklenti ortamı, bu rahatsızlığın oluşumuna etki etmektedir. Yapılan araştırmalara göre genetik etkenlerin de bulimia hastalığını tetiklediği belirlenmiştir. Bu doğrultuda bulimik bireylerin anneleri, kız kardeşleri ya da kız çocuklarında hastalanma riski çok daha yüksektir. Bulimia nervoza yeme bozukluğunun muhtemel sonuçları ise şunlardır;

  • Reflü,
  • Aritmi, kalp yetmezliği,
  • Polikistik over sendromu,
  • Dişlerde çürük veya aşınma,
  • Pankreatit ve peptik ülser,
  • Yemek borusunda enflamasyon,
  • Mide kanseri,
  • Potansiyel olarak ölüm.

Bulimia Hastası Olunup Olunmadığı Nasıl Anlaşılır?

Bulimia nervoza, bir günde ortaya çıkan bir hastalık değildir. Bulimik bireylerin erken çözüm aramaları da oldukça önemlidir, çünkü rahatsızlığın önlenmesi tedavinin geciktirilmeden başlanmasına bağlı olmaktadır. Yeme bozukluğu başlangıcının semptomları (belirtileri) şu şekildedir;

  • Kilo ve beslenmeyle ilgili yersiz endişeler,
  • Yeme alışkanlığından duyulan memnuniyetsizlik,
  • Kişinin fiziksel endişe duyması,
  • Gizlice beslenme, yeme krizleri ve kusma.

Bulimia hastası olunup olunmadığı, psikoterapist ya da uzman bir doktorun kapsamlı teşhisi sonucunda ortaya çıkabilir. Hastalığın teşhis edilmesi amacıyla ayrıntılı bir fiziksel muayene ile birlikte hastanın yeme alışkanlıkları ve buna karşı alınacak önlemler konusunda detaylı bir mülakat yapılır. Hangi tedavi şeklinin uygulanacağına ise muayene sonucuna göre karar verilir. Bulimia nervoza yeme bozukluğunun teşhisi ne kadar erken olursa, iyileşme ihtimali de o kadar yüksek olur.

Bulimia Tedavisi

Bulimia Nervoza Yeme Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Hastalığın tedavi aşamasında bilişsel davranış terapisi temeline dayanan bir psikoterapinin etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Şayet davranış terapisi mümkün olmuyorsa, psikodinamik yaklaşıma göre bir tedavi şekli de uygulanabilir. Her 3 hastadan biri, psikoterapi yöntemiyle tamamen iyileştirilebiliyor. Bu hususta önemli olan, tedaviyi gerçekleştiren terapistlerin yeme bozuklukları alanında yeterli bilgi birikimine ve deneyime sahip olmalarıdır. Ayakta yapılan psikoterapilerde, hastalar genellikle terapistle haftalık olarak mülakat yapar.

Tedavinin tamamlanması bakımından, bazı durumlarda terapistle anlaşılarak ilaç kullanımı yoluna da gidilebilir. Eğer ayakta tedavi yeterli olmuyorsa, hastanelerin ilgili bölümlerinde yataklı tedavi önerilebilir. Almanya’nın Hamburg şehrinde psikoterapi ve psikosomatik tıp amacıyla kurulan iki adet klinik mevcuttur. Bu kliniklerden biri, Eppendorf Üniversitesi’nin hastanesinde bulunan Hamburg Eilbek Schon polikliniği, diğeri ise Asklepios Westklinikum bünyesinde bulunan polikliniktir.

Şayet bir psikoterapist ya da klinikle iletişim kurmak zor geliyorsa; bulimik bireyler, alanında uzmanlaşmış danışma merkezlerine de başvurabilirler. Bu merkezlerde çalışan personeller, hastalık belirtileri ile tedavi olanakları hakkında gereken bilgileri vererek konuyla ilgili bütün yönlendirmeleri yapmaktadırlar. Bulimia rahatsızlığının belirtileri fark edildiğinde, hastayla konu hakkında kesin bir dille ama dikkatli konuşmak yararlı olacaktır. Bu görüşmeyi yaparken, hastanın yaptıklarını inkar etme ve konuyla ilgili herhangi bir tartışma yapmaya hazır olmama durumu da olabilir.

Her türlü olumsuzluğa rağmen kendisiyle konuşmaya devam edilmesi önerilir. Bunu yaparken önemli olan husus, sabırsızlık ve aşırı duygu göstermekten kaçınmak, bulimik kişilerin karşısına onlara destek verecek şekilde çıkmaktır. Bulimia nervoza yeme bozukluğuna maruz kalan bireylerin ailesine, partnerine ve arkadaşlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda hasta yakınları danışma merkezlerine, uzman terapistlere ve hekimlere başvurabilirler.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN