Kimdir

Salvador Dali Kimdir? Salvador Dali’nin Hayatı ve Eserleri

Salvador Dali Kimdir? Salvador Dali’nin Hayatı ve Eserleri

Salvador Dali, Katalonya bölgesinde (İspanya) 11 Mayıs 1904’te dünyaya gelmiştir. Dali Cusi ve Felipa Domenech çiftinin ilk çocuğu, Dali doğmadan 9 ay önce ölmüş ve ismi Salvador’a verilmişti. İlk çocuklarının ölümünü hiçbir zaman kabullenmeyen Dali çifti, Salvador’un yanında sürekli ölmüş olan ağabeyinden konuşuyor, onun resmini yatak odalarındaki bir duvarda tutuyor ve devamlı olarak mezarını ziyaret ediyorlardı. Salvador Dali, bu durumdan dolayı henüz küçük yaştayken kimlik karmaşası içine girdi. Dali’nin babası, aşırı otoriter ve sert bir kişiydi. Annesi ise tam aksine anlayışlı, sevecendi ve Dali’nin resimle ilgili çalışmalarına destek veriyordu.

Salvador Dali 3 yaşına geldiğinde kız kardeşi Ana doğdu. Evin tek erkek çocuğu olan Dali, kız kardeşi, annesi, anneannesi, teyzesi ve bakıcısından sürekli ilgi görüyordu. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren kaprisli ve şımarık bir kişilik göstermeye başladı. 1914 yılında annesinin desteği ile özel bir resim okuluna yazdırılan Dalí, 1919 yılında, ilk sergisini açtı (Figueres Belediye Tiyatrosu) 1921 yılının Şubat ayında ise çok sevdiği ve saygı duyduğu annesini meme kanserinden dolayı kaybetti. Annesinin ölümü ile ilgili olarak "hayatımdaki en büyük darbeydi. Ona tapıyordum. Ruhumun kaçınılmaz yanlışlarını görünmez kılabilmesine daima güvendiğim bir varlığın yok olmasını kabullenemiyorum" şeklinde yazmıştı. Salvador’un babası ise karısının ölümünden kısa bir süre sonra baldızıyla evlenmiştir.

Salvador Dali

Salvador Dali’nin Hayatı

1949 yılında eşiyle birlikte Avrupa’ya dönen Dali, hayatının sonuna kadar yaşayacağı Katalonya’ya yerleşti. Franco rejimi (faşist) ile idare edilen İspanya’ya geri dönmesi, birçok aydının ve sol görüşlü sanatçının tepkisini çekti. 1951 yılında modern bilimin ve Katolisizm’in bazı kavramlarını sentezleyerek Mistik Manifesto adlı eserini yayımladı. 2. Dünya Savaşı sırasında Hiroşima’ya atılan atom bombasının gücünden fazlasıyla etkilenen Dali, yaşamının bu dönemini “nükleer mistisizm” olarak tanımlıyordu. Aynı dönemde hologramlar, tuvale boya sıçratma, stereoskopi ve optik yanılgılar gibi denemelerle birçok çalışmalar yaptı. 1960 yılında Figueres’in belediye başkanı, Dali’nin seneler önce ilk sergisini açtığı Belediye Tiyatrosu’nu yeni bir isimle ( Dali Tiyatrosu ve Müzesi) restore ettirdi. 1974 yılına kadar müzenin dekorasyonu ve inşaatı ile bizzat ilgilenen Dali, bu yapının projesi için fazlasıyla zaman ve emek harcadı. 1974 yılında açılan müze, 1980 yılına kadar Dali tarafından küçük eklemelere ve değişikliklere maruz kaldı.

Dali’nin çok sevdiği eşi, menajeri, ilham perisi ve aynı zamanda modeli olan Gala, 1982 yılında hayatını kaybetti. Bu olayın ardından yaşama arzusunu kaybeden Dali, eşinin gömüldüğü Pubol Kalesi’ne yerleşerek insanlardan uzak bir hayat sürmeye başladı. Aynı yıl Temmuz ayında Juan Carlos (İspanya Kralı), Dali’yi kalenin Markisi ilan etti. Bu jestin altında kalmayan Dali ise krala Avrupa’nın Başı adını verdiği eserini hediye etti. Salvador Dali’nin 1983’te yaptığı Serçenin Kuyruğu adlı eser, onun son yapıtı olacaktı. 1984 yılının Ağustos ayında, kaldığı kalenin yatak odasında bir yangın çıktı ve Dali bacağından yaralandı. Kısa bir zaman sonra Figueres’e geri dönen Dali, kendi adını taşıyan müzede yaşamaya başladı. 23 Ocak 1989’da kalp yetmezliği sonucu ölen Salvador Dali, yaşadığı müzenin mahzenine gömülmüştür.

Salvador Dali Kimdir

Salvador Dali’nin Eserleri

Hayatı boyunca, onlarca heykel ve 1500'den fazla resmin yanı sıra, değişik taş baskı eserler, tiyatro dekorları ve kostümleri üreten Dali, Man Ray, Philippe Halsman, Brassaï ve Cecil Beaton gibi fotoğraf sanatçılarıyla beraber de çalışmalar yapmıştır. Günümüzde Dalí'nin eserlerinin büyük bir bölümü, Figueres'deki Dalí Tiyatro ve Müzesi'nde sergilenmektedir. St. Petersburg (Florida) kentindeki Salvador Dalí Müzesi, Los Angeles'taki Salvador Dalí Galerisi ve Madrid'de bulunan Reina Sofia Müzesi de Dali’nin eserlerini sergilemektedir.

Salvador Dalí'nin 1965 yılında New York'taki Rikers Island Hapishanesi'ne verdiği çarmıha gerilmiş İsa resmi, hapishanenin yemekhanesinde 1981’e kadar asılı durduktan sonra, buradan alınmış ve hapishanenin lobisine asılmıştır.  2003 yılında ise lobiden kimliği belirsiz kişiler tarafından çalınmıştır. Dali’nin retrospektif bir özelliğini taşıyan “İstanbul’da Bir Sürrealist Salvador Dali” isimli sergisinde, sanatçının çizimleri, yağlı boya tabloları ve grafiklerinin yanında defterleri, el yazmaları, fotoğrafları ve mektupları gibi eserleri sergilenmiştir.

Salvador Dali Biyografi

Salvador Dali’nin Politik Görüşü

Dalí'nin sanatçı olarak ortaya çıkışında politikanın çok önemli bir yeri vardır. Sürrealizmin kurucusu olan André Breton’ın hayranı olarak başladığı sanat hayatına, sonraki dönemlerde iktidarı kanlı bir biçimde eline geçiren faşist Franko destekçisi olarak devam etmiştir. Gençlik dönemlerinde anarşist- komünist eserleri, sivri çıkışları olan derin bir kavrayıştan öte, okuyanı şoke etmek üzerine odaklanmıştır. Bu dönemlerde tam bir Dadacı etki görülmektedir. Dali, André Breton etkisinde olan sürrealist faaliyetlerin etkinliğinin artması sonucu sürealist olmuştur.

İspanya’da iç savaş başladığı zaman, bir grubun yanında bulunmaktan ve savaşmaktan uzak duran Dali, 2. Dünya Savaşı sırasında George Orwell tarafından ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Bu konuyla ilgili yıllar sonra görüşlerini anlatan Dali,  “Savaş yaklaştığında düşündüğüm tek şey rahatça yaşayabileceğim güzel bir yer bulabilmekti” demiştir. 2. Dünya Savaşı sona erdiğinde İspanya’ya geri döndüğünde ise Franko’nun rejimi ile yakınlaşmıştır. Dali’nin bazı açıklamaları Franko’ya destek vermiş ve ona İspanya’yı dış güçlerden arındırdığı için teşekkür etmiştir. Aynı dönemde Katolik inancına dönmüş ve Franko’yu çıkarmış olduğu idam hükümlerinden dolayı tebrik etmiştir.

Salvador Dali ve Bilim

Dali, ressamlığın dışında heykeltıraşlık, fotoğrafçılık ve filmcilikle de ilgilenmiş, farklı alanlara ilgi duymuş, bilime ise apayrı bir önem vermiştir. 1930'lu yıllarda ilham kaynağı çifte görüntüler ve optik ilüzyonlar, 1940 yılında kuantum kuramı (Max Planck), 1945 Hiroşima faciasından sonra ise atomun parçalanması olmuştur. 1950 yılının başında, atom bombasını bir yana bırakarak, dikkatini Werner Heisenberg'in (Alman fizikçi) "tanecik"lerine vermiştir. 1953 yılında Nature dergisinde, Crick ve Watson’ın DNA yapısını anlattıkları ünlü yazıyı okuyup Crick'in karısı Odile tarafından çizilen çift sarmal eseri gördüğünde, "İşte, Tanrı'nın var oluşunun en önemli ispatı. DNA, Yakup’un genetik meleklerden ortaya çıkardığı bir merdiven ve insanlarla Tanrı arasındaki tek bağlantı" demiştir.

Salvador Dalinin Hayatı

1953 yılından başlayarak 23 yıl süreyle, DNA molekülünün yapısı, Dali’nin hem ayrılmaz bir parçası oldu hem de gündelik yaşamının önemli bir konusu haline geldi. Yaşamın temel şeklinin çift sarmal olduğuna inandı ve tablolarının bir kısmında bu sembolü kullandı. “Bilim ve matematik, bana Tanrı’nın var olması gerektiğini ifade ediyor, ancak inanmıyorum. Tanrı’ya inanıyorum, fakat inançlı bir kişi değilim” diyen Dali, bazı tablolarında din ve bilimin karmaşık ilişkisini irdelemiştir. İlk bakıldığı zaman dinin bilime karşı üstün olduğunu ifade etmeye çalışıyor gibi görünse de, gerçekte birbirlerine paralel olduklarını ve hatta simetrik bazı temellere dayandıklarını anlatmaya çalışmıştır.

Dali’nin bir gizli ve beş açık görüntüden oluşan resminin bazı yerlerinde bulunan DNA çift sarmal yaşamı, dörderli gruplar halinde sağ tarafta bulunan ve silahlarını birbirine doğrultan kişiler ölümü, gökyüzündeki varlıklar ise ölümün sonrasını simgelemektedir. Salvador Dali, 1980 yılı itibariyle ölene kadar matematikle ilgilenmiştir. Bilhassa devamlı fonksiyonların devamlı olmayanlara dönüştürülebileceğini ve herhangi bir fonksiyon değerinin aniden değişebileceğini gösteren Rene Thom’un (Fransız Matematikçi) “Katastrof” adlı teorisine ilgi duymuştur. Dali, son eseri The Swallowtail (Çatalkuyruk)’ da olduğu gibi, birçok matematiksel simgeyi eserlerine taşıdı ve yaşam felsefesini onlar aracılığıyla yansıtmaya gayret gösterdi.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN