Kadın

Çalışan Anneler ve Çocukları Arasındaki İlişki

Çalışan Anneler ve Çocukları Arasındaki İlişki

Günümüz yaşam koşulları maalesef anneleri büyük hevesle dünyaya getirdikleri çocuklarını, bir yerde güvenilen bir aile büyüğüne veya bakıcıya emanet ederek çalışma yaşamına dönmeye mecbur ediyor. Kariyer olgusunda yaşanılan zorlukların yanında, belki de bir anneyi en çok zorlayan konulardan birisi iş ve ev yaşamı arasında denge kurmaya çalışmak. Bunu yaparken de, çalıştığı zamanlar çocuklarına istediklerinden daha az vakit ayırabilmek ve beraberinde gelen suçluluk hissiyle vicdan azabı çekmek! En büyük zorluksa belki de büyük bir çoğunluğun önünde daha önce kendileri gibi hem çalışan hem de annelik yapan anne türlerinin çok fazla olmayışı.

Çocuğun, Bakımını Üstlenen Kişiyle Arasında Sevgi Dolu Bir Bağ Olmalı

Evde kalmak veya çalışmaya devam etmek anneler açısından her ne kadar ikilem oluştursa da, araştırmalarda ortaya çıkan sonuç; sağlıklı bir gelişim için önemli olanın bakım veren kişiyle (anne, babaanne, anneanne, bakıcı vs.) çocuk arasında sevgi dolu, süreklilik arz eden ve ihtiyaçların karşılanabildiği bir ilişkinin var olması gerektiğidir.

Çalışan Anneler

Doğum anıyla birlikte bir annenin zihni ve hayatı bir süreliğine yalnızca bebeğinin bakımıyla meşguldür. Anne ve bebek arasında oluşan güvenli bir bağın oluşması, bebeğin ihtiyaçlarının birebir karşılanması ve hayatta kalabilmesi için bu düşünce tarzı bir elzemdir. Bu dönemlerde anne, bebeğin ağlamasından, çıkardığı sesten ya da bakışından tüm ihtiyaçlarını anlar ve ilk zamanlarda hem duygusal hem de fiziksel ihtiyaçları bakımından kendisine bağlı olan bebeğinden başka hiçbir şey düşünemez durumdadır. Bu durum bebeğin gelişimi için (psikolojik) olmazsa olmaz işlerden biridir anne için. Zamanla bu durum değişir ve annenin de zihni bebeğinden başka şeylerle meşgul olur.

Çalışan Annenin Çocuğu ile Kaliteli Bir İlişki Kurması

Annenin her boş vaktini çocuğu ile birlikte geçirmeye çalışması, en sık yapılan kayıp zamanı telafi çalışmalarıdır. Bu konuda, annelik kendinden özveride bulunmak, fedakarlık ve çocuğunu her şeyin önünde görmek anlamında oluyor. Anneler de kendilerini iyi hissetmeye ihtiyaç duyar, fakat her yetişkin gibi kendine özel birçok ihtiyacı olduğunu unutabilir. Bu durum hem anne, hem de çocuğu için olumsuz bir durumdur. Kendisini ve bütün zamanını çocuklarına ayıran bir annenin de arada bunaldığı, çocuğu ile ilişkilerini iyi annelik vazifesi gibi isteksiz bir şekilde sürdürdüğü görülebilir. Bunun da iki taraf için bir faydası yoktur. Kendisini iyi hissetmeyen bir annenin, çocukları ile kuracağı ilişkinin kalitesi o oranda zayıf olacaktır. Bu noktada hatırlanması gereken şey, uçaklarda yaşadığımız acil durumlarda bile anne ve babaların çocuklarından daha önce maskeleri takmaları beklenir.

Çalışan Anneler ve Çocukları

Son zamanlarda, annelerin özellikle maddi nedenlerden dolayı iş yaşamına geri dönmek zorunda kaldıkları bir gerçektir. Bu konuda merak edilen en önemli husus anne ve çocuk ilişkisini en fazla etkileyen şeyin ne olduğudur. Araştırmalara göre en temel sebep, annelerin çalışıyor olması ile ilgili hislerini nasıl düzene sokacağı düşüncesidir. Anne, çocuğunun gündüz bakımını bir başkasına vermek, çalışıyor olmak ve çocuğuyla daha az zaman geçirmekten duyduğu kaygı ile ne kadar kolay baş ederse, bu kayıp ve ayrılık durumunu da çocuklarıyla olan ilişkisinde o kadar iyi yönettiği gözlemlenmektedir. Sonuç olarak, bir anne çalışıyor da olsa daima çocuklarıyla zaman geçirmek ve onlara karşı duyduğu sorumluluğu yerine getirmek ister.

İlgili yazılar

Yorumlar - Yorum yapmak için tiklayin

YORUM BIRAKIN